Kesilmiş doğal dişleri korumak, hastaların geçici estetik ve fonksiyonunu sağlamak amacıyla yapılan restorasyonlara “geçici restorasyonlar” denir.

Dişlere yapılacak köprülerin diş kesim safhası ile protezin simante edilmesi için geçen zaman aralığında kullanılan, protetik tedavide yapılması zorunlu olan apareylere “geçici köprüler” adı verilir. Geçici sözcüğü, daimî restorasyon yapılıncaya kadar belli bir süre için kullanım anlamındadır.

Geçici köprülerin ağızda mümkün olduğunca az kalması istenir. Uzun süre taşınan geçici restorasyonların diş eti çekilmesine yol açtığı biliniyor.

Daimî restorasyonlarda görülen birçok yumuşak doku reaksiyonunun başlangıcı, hatalı geçici köprüler veya hasta tarafından iyi temizlenmeyen ve ağızda uzun süre kalan geçici restorasyonlara bağlı olabilmektedir. İdeal bir geçici restorasyon, çeşitli faktörlere sahip olduğunda başarılı olur. Bunlar biyolojik, mekanik ve estetik faktörlerdir:

Mekanik faktörler

 Çiğneme esnasında fonksiyonel kuvvetlerin ve gıdaların mekanik etkilerinin bir dereceye kadar geçici restorasyonlarla karşılanması, kesilmiş dişler için koruyuculuk görevini yapar. Bağlayıcılar (konnektörler) yeterli dayanıklılığı sağlayacak boyutta olmalıdır. Böylece destek dişleri splinte eder.

Biyolojik faktörler

Pulpanın korunması ve periodontal sağlık biyolojik faktörlerdendir. Estetik faktörler: Geçici restorasyonların görünüşü, ön dişlere bazen de premolar’lara yapıldığında önemlidir. Bunlara doğal dişin kron ve renk görüntüsünü vermek zordur.

Ancak daimî restorasyona rehber teşkil edeceğinden hasta ve hekimi tatmin edecek bir şekil elde edilinceye kadar yenilenmeleri mümkündür. Geçici görünüm açısından final, restorasyonun kopyası olmalıdır.

Geçici Restorasyonların Yapım Teknikleri

Geçici restorasyonlar, çeşitli materyaller kullanılarak direkt ve indirekt yöntemlerle elde edilir. Geçici restorasyon yapımında çeşitli rezinler kullanılır. Bunlara ait problem, sertleşme esnasında hacimsel değişikliklerin olmasıdır.

Kontraksiyona uğrayan materyal büzülür, marjinal bozukluğa sebep olur. Genellikle kullanılan rezinler ekzotermiktir ve biyolojik olarak uyumlu değildir. Materyal seçimi uygulama tekniğinin şartlarına göre değişir.

En az toksik ve en az polimerizasyon büzülmesi olan materyaller direkt teknikte kullanılır. Geçicinin yapımı esnasında likit/toz oranı 1/1 olmalıdır.

Otopolimerizan rezinlerin büzülmeleri, poröziteleri ve renk solması fazladır, dayanıklılıkları azdır. Polimetakrilatlar da polimerizasyon büzülmesi azdır ve ısı açığa çıkarmaz. Bu nedenle direkt uygulamalarda tercih edilmelidir.

Direkt Yöntem

Hekim tarafından dişler prepare edilmeden aljinat veya diğer ölçü maddeleri ile ölçü alınıp, bu ölçüler üzerine hazırlanan geçici köprülerdir. Bu işlem, laboratuvara gönderilmeden klinik ortamda gerçekleşir.

İndirekt Yöntem

Hekim tarafından, kesilmiş dişleri içeren diş arkından ve karşıt arktan bilinen yöntemlerle ölçü alınarak laboratuvara gönderilir. Teknisyen tarafından, gelen ölçünün alçı modelleri elde edilir.

Bu amaçla iki çalışma modeli oluşturulur. Bunlardan biri geçici restorasyonlar için diğeri de kalıcı restorasyonlar için kullanılır. Alçı model izole edildikten sonra ısı ve ışık ile polimerize olan akrilik veya kompozit rezin hazırlanır.

Hazırlanan materyal, modele uygulanıp polimerize edilir. Tesviye ve cila işlemini takiben geçici restorasyon hekime gönderilir ve hekim tarafından hastaya simante edilir.

Ağız dışında yapılan bu uygulamanın direkt yöntemle yapılan uygulamaya göre avantajları vardır. Bu avantajlar ise şu şekildedir:

  • Kesilmiş diş ve diş eti serbest monomer ile temas etmez. Sonuçta dokular zarar görmez ve alerjik bir etki ortaya çıkmaz.
  • Kesilen diş rezin-akrilik ısısına maruz kalmamış olur.
  • Rezin-akrilik kesilmiş diş üzerine direkt olarak uygulandığında polimerizasyon esnasında marjinlerde istenilen uyum elde edilemez. Restorasyonun birkaç defa çıkarılıp yerleştirilmesi ile bir distorsiyon oluşur. Otopolimerize akrilin, alçı üzerinde oynatılmasına gerek olmadığından büzülme ve distorsiyon indirekt yöntemde kontrol altına alınmış olur.
  • Geçici restorasyonlarda hekim tarafından alınan ölçüden elde edilen alçı modeller, izolasyon öncesinde kontrol edilir. Kapanışta fossalarda hata olmaması için alçı üzerinde oluşan hava kabarcıkları temizlenir. Giriş bölgeleri undercutlı ise blockout işlemi yapılır. Bu kontrol ve işlemlerden sonra alçı model, izolasyon maddesi (lak) ile izole edilir.
  • İzolasyon maddesi olarak kullanılan lak, genelde sodyum potasyum ya da amonyum aljinat solüsyonudur. Solüsyon, alçının birleşimindeki kalsiyum ile reaksiyona girerek suda çözünmeyen ince bir aljinat tabaka oluşturur. Bu tabaka, alçının üzerindeki gözenekleri tıkayarak akrilik ile alçı arasında oluşabilecek mikro kilitlenmeyi ve su alışverişini önler.